Sevgiyle çoğaltmaya alışığım ben
Sevgiyle çoğaltmaya alışığım ben. Koşulsuz sevmeyi çok iyi bilirim. Benim yolum sadece sevmekten geçer, aksini hiç öğrenemedim. Öğrenmekte istemem... O sebeple çiçeğe değil, toprağa bakın. Sadece sulamakla büyümez o çiçekler
Ben ruhun peşindeyim
Paslı, eski bir demir kapı. Ardında ağaçlar, sade bir ev, sakinlik ve bolca huzur. Artık hayatıma hizmet edip, yolunu değiştirenleri bu paslı kapının ardında bırakıyorum. Bir anlam yüklemeden, kin öfke beslemeden, yaşamımdaki öğretileri için minnet duyarak. Ben hiç bitmeyecek, sona hiç varılmayacak bir yolculuğa çıkıyorum. Kendisi hakikat olur ki Toprakla bir olana kadar işte bildim diyemezsin. Endişe, kaygyı, üzüntü, ego, aşırı fedakarlık gibi beni aşağı çeken, hastalıklı şeyleri hayatımdan gönderiyorum. Bir ben varım, bir de benim sevdiklerim ve beni sevenler.. Değişim içten başlar ve tüm evrene hizmet eder. Anlamsız bir beden sadece ruha. Ben ruhun peşindeyim
Yine hayallere dalıyorum
Yine hayallere dalıyorum, Öyle güzel hayaller ki.. Dünya yaşamaya değer bir yer, hepimizin sırtında kanatlar, kötülük yok, para yok, hırs yok.. Açlık yok, sefalet yok.. Tüm çocukların elinde çikolata, tüm hayvanlar mutlu, yemyeşil doğanın tek bir metre karesi bozulmamış.. Dünya cennetmiş, biz birer melek... Yine hayallere dalıyorum.. Ne savaş var, ne politika Savunulacak tek bir dava yok. Ne askere ihtiyaç var ne polise Ne silaha ihtiyaç var, ne mermiye. Hayal olması ne kötü?
Sessizliğin dili var mıdır?
Sessizliğin dili var mıdır? Vardır elbet, belki de milyon kelime vardır sessizlikte.. Gerçekten haklı olmak mı? Yoksa, mutlu olmak mı olacak galibiyetin..